Kekemelik Forum

Tam Versiyon: Kekemelikte Anı Kurtarmak İçin Etkili Hileler
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
Merhaba arkadaşlar,
İngilizce yazan ve dünyanın her tarafından kekemeden oluşan 'Stuttering Community' Facebook sayfasında şu linki gördüm.
http://stuttersense.blogspot.de/2012/05/...t.html?m=1

Bir arkadaşımız (Yusuf Ziya Aydın) sağolsun bunun içeriğini Türkçe'ye çevirmiş durumdadır.
Ben de onun çevirisini bazı düzeltmeler yaparak aktarıyorum:

Kekemelikten kaçınmak için kekeleyen birçok kişi tarafından kullanılan aşağıdaki hileler ve konuşma tarzları, kekelemeden büyük oranda sorumlu olan vokal kıvrımlara (arka ses telleri) işaret eder:

Konuşmadan önce yutma:  Çoğu kekeme, yuttuktan sonra hemen kekelemeyeceklerini keşfetti. The King's Speech adlı filmde, aktör Colin Firth, Kral George VI olarak konuşmaya başlamadan önce çoğu kez yutkunuyor (böylece bu aktörün kekeme rolü için ne kadar iyi hazırlandığını gösteriyor). Yuttuktan hemen sonra akıcı bir biçimde konuşma kabiliyeti için açıklama, yiyeceği hava kanalından uzak tutmak için vokal kıvrımların birbirine daha yakın hareket etmesidir. Yuttuktan sonra vokal kıvrımlar otomatik olarak tekrar açılır, böylece normal nefes alma devam edebilir. Kekeme, normal açma refleksini, bu "fırsat penceresi" ni, aksi takdirde koşullanıcı kekemelik refleksi yayan olası anormal ses katlama kilidini etkisiz hale getirmek için kullanır.

Son hava kalıntıları üzerinde konuşmak: Vokal kıvrımların nefes alma sürecinde ilk adım olarak genişlediği fiziksel bir gerçektir. Bazı kekeme kekelemeyi önlemek için bu fenomeni kullanmaktadır. Akciğerlerindeki havayı neredeyse tükettiğinde konuşmaya başlıyorlar. Son hava akciğerden çıktıkça vokal kıvrımlar genişlemeye başlar. Kıvrımların geniş pozisyonu kilitlenmelerini zorlaştırdığı için bu durum, kekemenin konuşmaya başlaması için tam bir fırsat penceresidir.

Konuşmadan önce öksürük: Öksürük vokal kıvrımları zorla ve anlık olarak genişletir. Kıvrımlardan hemen sonra konuşan bu ani açık katlama pozisyonu kekeme için bir başka "akıcılık penceresi" dir.

Yüksek sesle konuşma veya bağırma: Yüksek sesle konuşmak ya da bağırmak fiziksel olarak vokal kıvrımları geniş açığa zorlar, böylece kilitler ve kekeleme olasılığını azaltır.

Hafif konuşma: Bağırarak ya da yüksek sesle konuşmalar, kıvrımları açık olarak açabilir, ancak yumuşak konuşma paradoksal olarak da akıcılığı artırabilir, çünkü yumuşak konuşma vokal kıvrımların üzerindeki kas gerginliğini azaltır. Yumuşak konuşma elbette bir "hile" değil - bu konuşmanın bir yoludur, ancak kekemelik yönetiminin bir parçası olmalıdır. Bununla birlikte, kekemesiz bir cihaz olarak dezavantajları vardır, çünkü her zaman yumuşak konuşmak pratik değildir.

Sanırım yazıda halen bazı eksiklikler mevcut, düzeltmek isteyenler buyursun!
Petra
Salam,ben takilacagimi hiss etdigim harfi kelimeden ayiraraq soyledigim zaman faydasi oluyor,mesela,duz kelimesinde d harfinde takilacagimi hiss edersem bu zaman "d"diyorum,sonra"uz"diyorum,ikinci defa normal"duz"diye biliyorum.
Aynen. Herkesin kendi kendine geliştirdiği hileler var. Bu da etkili olanlardan bir tanesi. 
İyi ki bizimle paylaştın!
Merhaba bende bir kekemeyim araştırmalarım kekemeliğin alışkanlık olduğunu söylüyor yani beyin yıllarca buna alıştığı için böyle oluyor, benim aklıma şöyle bir şey geldi acaba bizler herhangi bir nedenle hafızamızı kaybetsek daha sonrasında kekemelik devam eder mi bu benim çok merak ettiğim bir şey, bu konuda sizinde görüşlerinizi merak ediyorum
Bildiğin hafıza kaybetme yöntemlerini paylaşır mısın? :-)
Hafıza kaybetmenin kekemeliğe etkisi ne kadar olur bilemem ama anksiyete kısmında faydası olur diye düşünüyorum.
(08/05/2017, 15:13)manay_24 demiş ki: [ -> ]Merhaba bende bir kekemeyim araştırmalarım kekemeliğin alışkanlık olduğunu söylüyor yani beyin yıllarca buna alıştığı için böyle oluyor, benim aklıma şöyle bir şey geldi acaba bizler herhangi bir nedenle  hafızamızı kaybetsek daha sonrasında kekemelik devam eder mi bu benim çok merak ettiğim bir şey, bu konuda sizinde görüşlerinizi merak ediyorum
Merhaba Manay_24,
senin kekemelikle ilgili yapmış olduğun araştırmalar maalesef dünyada milyonlarca dolar (veya Euro) harcanarak elde edilmiş bilimsel araştırma sonuçlarıyla hiçbir şekilde örtüşmüyor.

Beyin araştırmalarında (ki bu sonuçlar dünyanın farklı yerlerinde yapılan farklı deneyler sonucunda aynı şekilde ortaya çıkmıştır) kekemelerin beynlerinin beyaz kütlesinde bir zayıflık olduğu, hatta bu zayıflığın derecesinin de kekemeliğin ağırlığı ile uyuştuğu anlaşılmıştır. Beyin uzmanı olmadığımdan dolayı sadece anladığım kadarını aktarabilirim.

Beynin sol lobunda bulunan bu zayıflıktan dolayı beynin sağ lobunun bunu dengelemek için devreye girdiği varsayılıyor. En azından yapılan araştırmalar normal konuşan insanlarda sadece beynin sol lobunun aktif olduğunu, kekemelerde ise her iki lobun aktif olduğunu göstermiştir. Bu konudaki araştırmalar henüz bitmemiştir (en önemlisi yeni kekelemeye başlayan çocuklar için henüz güvenilir veriler yoktur.)

Bütün bu bilimsel sonuçlar, alışkanlık hipotezinin tamamen yanlış olduğunu kanıtlıyor. (Bu konuyu daha ayrıntılı açmak için yakında bir makale yazmayı düşünüyorum).

Şimdi de hafıza kaybına gelelim. Hafıza kaybı değil de beyin kanaması geçirmiş bir kekeme tanıyorum. Kendisi 70 yaşlarında ve Almanya'nın ünlü kekemelik terapistlerinden biri. Terapist olduğu için konuşmak için gerekli olan prosedürleri normal bir insandan daha iyi anlıyor. Ve bize anlattığı kadarıyla geçirmiş olduğu beyin kanamasından sonra bir süre hiç konuşamamış.
Diyor ki 'ne anlatacağımı çok iyi bildiğim halde bunu nasıl yapmam gerektiğini, hangi kelimeleri kullanacağımı bilmiyordum.' Neyse çalışma yapa yapa konuşma becerisi geri gelmiş - ve onun geri gelmesiyle birlikte kekemeliği de geri gelmiş.

Yani hafızamızı kaybetsek çocuklukta, kekemelik yeni başladığında yaşadığımız panikleme, konuşamama korkusu vs. gibi reaksiyonları tekrar yaşayacağımıza eminim.
İyi günler
Petra