08/08/2016, 17:55
Bu kekemelik acayip bir şey Bizim Sınıfta işitme engelli duymayan arkadaş var onla konuşurken takılmıyorum kekelemiyorum Ama Beni duyan insanlarda kekeliyorum
Numan demiş ki:Bu kekemelik acayip bir şey Bizim Sınıfta işitme engelli duymayan arkadaş var onla konuşurken takılmıyorum kekelemiyorum Ama Beni duyan insanlarda kekeliyorumSenin izlenimin gerçekten çok ilginç bir şeydir. Bu bağlamda bir sorum olacak:
(06/08/2016, 14:01)PetraS demiş ki: [ -> ]Merhaba Oktay,Bu konuda örnek bekliyordunuz galiba o benim ) Yaklaşık 3 yıldır mahallemizin camisinde hatırı sayılır bir çoğunlukta müezzinlik yapıyorum. Başlarda heyecanla takıldığım, teklediğim oldu (ezanda bile) ama şuan hala ara sıra müezzinlik yapıyorum. Belli makamlarda ahenkle okuduğum için genellikle olmuyor.
okidoki84 demiş ki:hocam ben de az önce bu uygulamayı yaptım kulaklıgı kulagıma taktım hışırtı sesi ile kitap okumaya caliştim ama gene ara ara bloklar oldu ....Sizin durumunuz gerçekten biraz olağan dışıdır.
Öte yandan şarkı sölerken de aynen bu şekilde oluyor örneğin şarkı sölerken bloklar oluyor..
sizce sebebi ne olabilir..
Biz şarkı meselesinden başlayalım:
Başta şunu belirteyim: eğer bu olayı kendinizde izlemişseniz gerçektir ve sizin kişisel durumunuzu yansıtır.
Kekemelik hakkında birçok şey söyleniyor ama bunları yakından araştırdığın zaman çoğu gerçekle bağdaşmıyor.
Ancak bir kekemenin şarkı söylerken de kekelediğini ilk defa sizden duyuyorum. Hatta birçok ünlü kekeleyen şarkıcı vardır hem Türkiye'de, hem Almanya'da veya İngiltere, ABD gibi ülkelerde.
Bir ara feys grubunda sormuştum orada rap yapan bazı arkadaşlar vardı ve rap yaptıkları zaman bile (ki rap ne tam konuşma, ne tam şarkı söylemektir) kesinlikle takılmadıklarını söylediler.
Aynı durum normalinde ezan için de geçerli olmalıdır. Yani kekeme bir birey iyi bir müezzin olabilir. Benzer bir şekilde aruz vezniyle şiir okumak da genel olarak kekemeliği (geçici olarak) devre dışı bırakabilir. Ancak maalesef şu ana kadar ezan okuyan veya aruz vezniyle şiir okuyup bunu tam olarak tasdikleyebilen kimseyle karşılaşmadım.
Siz şarkı söylerken nasıl takılıyorsunuz? Sadece başlarken, ilk heceyi çıkarırken mi yoksa şarkının içinde de mi tıkanıp kalıyorsunuz?
Şimdi kendini işitmeme olayına gelelim.
Aslında bu durum yaklaşık yüz yıldır biliniyor (örneğin Zoraki Kıral filminde de öyle bir sahne vardır) fakat ancak son yıllarda geliştirilen teknolojiyle insanın kesin kez kendini işitemeyeceği yöntemler oluşturulmuştur. Bundan bir tanesi size linklediğim hışırtı. O algılayabildiğimiz tüm seslerin üstünü örtüyor ve kesinlikle başka bir şey işitmememizi sağlıyor. Ama tabii ki bu hışırtıyı son derece açmanız şartıyla.
Benim ve bazı kekemelerin ortak edindiğimiz bir deneyim şudur: Kendi sesimizi farklı bir şekilde algıladığımız tüm ortamlar (örneğin kapalı yüzme havuzu, hamam, cami, kilise gibi) veya algımızı şaşırtacak (bir kulağın tıkanmış olması, kalabalıklar arasında, sesimizin soğuk algınlığı sonucunda kısık olması gibi) kekemeliğin artmasına yol açar.
Ama sesimizi artık hiç işitemediğimiz anda kekemelik anında kesilir veya çok önemli derecede azalır. Şuna dikkat etmek gerekir: İnsan ister istemez sesini duymaya çalıştığından sesini önemli derecede yükseltir ve bazen de konuşmayı hızlandırır. Başka bir arkadaş yanında olsa el işaretiyle daha yavaş konuşmasını teşvik edebilir.
Bunu kekemelik grubumuzda hem geçen sene hem bu sene farklı gruplarla uyguladık ve genel olarak onayını bulduk. Özellikle ağır kekeleyen arkadaşlarda çok önemli bir fark izlenebildi. Bir arkadaşımız hışırtıdan serbest hiç konuşamadı onun eline okusun diye kitap verdik, tek bir bayan arkadaşımızda etki görmedik ama bunu başka nedenlere bağlıyorum.
Başka bir arkadaşla da bu konuda bir deney yaptık. Onun kafasındaki kulaklıkları uzaktan kumandalıydı kumandası da benim elimdeydi. Takıldığı anlarda (ve onun takılmaları bayağı uzun sürüyor) uzaktan kumandalı olarak hışırtıyı açardım ve anında konuşmaya devam edebiliyordu.
Aynı arkadaş daha da ileri giderek sağırların kuruluşunda önceden kekeme olup sonradan sağırlaşan birinin var olup olmadığını araştırıp gerçekten bir tanesini bulmuş. Bu kişinin işitme yetisi bir anda kaybolmuş ve şu anda cochlea implantı (özel bir işitme cihazı) sayesinde tekrar işitebiliyormuş. Bu kişi de işitme cihazları kapalıyken (hemen hemen) hiç kekelemiyormuş ancak cihazları açtığında yani kendi sesini tekrar algılayabildiğinde kekemeliği de geri dönüyormuş.
Siz linklediğim hışırtıyı açtığınızda kendi kendinizi gerçekten hiç bir şekilde işitmediniz mi? Yanınızda başka biri var mıydı?
Bir de şunu deneyin: Hışırtıyı açmadan 2 dakikalık bir sunum yapın ve onu (banda, telefona, bilgisayara vs.) kaydedin.
Daha sonra hışırtıyı açarak aynı sunumu tekrar yapın. Mümkünse başka bir insan da yanınızda olsun ki gerçek bir iletişim ortamı oluşsun.
Daha sonra bant kayıtlarını karşılaştırın, kekemelikte azalma var mı yok mu?
Selamlar
Petra