Kekemelik Forum

Tam Versiyon: Bir kekeme ne zaman kekelemez?
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
Sayfa: 1 2
Merhaba arkadaşlar,
her kekeme akıcı konuşabilir. Kekemeyi kekeme yapan, her yerde ve her zaman akıcı konuşamamasıdır.
Zaten Van Riper o yüzden demiş ki
Alıntı: Sana akıcı konuşmayı öğretmeme gerek yok, onu zaten bilirsin. Sana öğretebildiğim daha cazip bir şekilde kekelemek.
Kekemelik genellikle iletişim bağlamında kendini gösterir. Ezbere konuşmaktan ziyade serbest konuştuğumuz ortamlarda. Kahrolduğumuz nokta da orası zaten.
Çünkü kendi kendimize konuşurken kekelesek ne olacak, kekelemesek ne olacak?

Ama kekemelik özellikle insanlarla konuşurken ortaya çıkar. Kedimle veya köpeğimle konuşurken kekelesem dahi kesinlikle sert bir blok oluşmaz. Blok oluşsa bile çabuk geçer. Daha çok bir duraksama gibi olur.

Küçük çocuklarla konuşurken kimi kekeme az kekelediğini kimisi de hiç kekelemediğini söyler. Ama 3-4 yaşındaki çocuklarla konuşurken, özellikle de çocuğun anlayabileceği bir şekilde söylemeye özen gösteren kimi kekeme daha çok kekelediğini anlatıyor.

Kekemelerin büyük çoğunluğu yabancı, tanımadıkları insanların yanında kekemeliğinin arttığını, aile içerisinde veya samimi oldukları insanların yanında da azaldığını söylüyor. Saygı duyduğu veya korktuğu insanların ve otoritelerin yanında artıyor, üstünlük hissettiği insanların yanında da azalıyor.

Birçok kekeme büyük insan topluluklarının önünde konuşmaktan çekiniyor çünkü takılmaların çoğalacağını biliyor, kimisi ise özel konuşmalarda kekeliyor ama insan toplulukları huzurunda konuştuğu zaman hiç kekelemiyor.

Bu durumlar özellikle her kekemenin kendi kekemeliğine karşı olan tutumuna bağlıdır. Kekemeliğini gizleyen, kamufle etmeye çalışan insanlar kendini ele vermekten korktukları için korku ve heyecan duydukları anda daha fazla kekelerler, kekemeliği konusunda rahat olan, kekemeliğini herkese açmaya hazır olan kişiler de heyecen ve korku duymadıklarından önemli ortamlarda daha az kekelerler.

Sesli okumak da kekemeden kekemeye değişir. Bazı ağır kekeleyen insanların okurken hiç kekelemediğini gördüm, bazı kekemeler de okurken normal durumlardan daha fazla kekelerler. Bunun da çeşitli gerekçeleri olabilir.

Yalnız birçok kişiyle yapılan deneyler bazı durumların bütün kekemelerde aynı olduğunu göstermiştir.
Birini zaten biliyorsunuz, o da şarkı söylemek. Şarkı söylerken hiçbir kekeme kekelemez.

Ama bir şey daha var, o da koro halinde konuşurken insanın kekelememesidir. Siz sınıfta koro halinde okuyor muydunuz? Almanya'da genellikle o yöntem köhnemiş, kullanılmıyor artık ama başka ülkelerden biliyorum. Bütün sınıf birlikte okurken kekeme olan bir çocuk normalinde kekelemez.

Aslında bu öğretmenlerin sınıfta yararlanabileceği bir yöntem olabilir. Kekeme bir çocuk tek başına okumaz, iki veya üç çocuk birlikte okuyabilir.

Bir de 'gölgede konuşma' diye bir yöntem vardır. Bir kişi konuşuyor, öbürü takip edip aynısını aynı anda (onun gölgesinde) söylemeye çalışıyor. Yapılan araştırmalara göre kekemeler bu yönteme başvurdukları zaman kekelemez.

Kekemelerin doğal olarak kekelemediği bir yöntem daha vardır, o da fısıldayarak (yani ses tellerinde hiç bir titreşim yokken) konuşmaları.

Bir de bir kekeme kendi sesini hiç algılayamadığı zaman genellikle kekelemez.

Normalinde konuşurken düşüncelerimiz konuşmamızı yönetiyor ve kendi kendimizi artikülasyon hareketlerini hissederek ve kendi sesimizi işiterek kontrol ediyoruz. Ancak kulağımızı yüksek bir hışırtı ile sağır ettiğimiz zaman kekemelik anında kayboluyor. Bunu şu linkin üzerine tıklayarak deneyebilirsiniz.
https://youtu.be/Hzw0kslJPsE
Mümkünse kulağın üstünü de kapatan bir kulaklık kullanın ve hışırtıyı kendi sesinizi hiç duymayacak şekilde açın.
Ondan sonra da konuşmaya çalışın, eğer hışırtı düşüncelerinizi karıştırırsa da kitaptan okuyun. Kekemelik anında geçer. Ne zaman yine kendinizi duyarsanız kekemelik de geri döner.

Bu ve benzeri gerçekler nedeniyle kekemeliğin 'dikkat' ve dikkatimizi neyin üzerine odakladığımıza da bağlı olduğu var sayılır.
Şimdi bütün bu değiişik konuşma fırsatlarını değerlendirdiğinizde sizin kişisel durumunuz nasıl? Onu merak ediyorum. Ben hepsini kendi açımdan tek tek cevaplayabilirim.

Selamlar
Petra
Özgüvenin çok çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun için kendime göre yöntemler geliştirdim. Özgüven ile kekemelik ters orantılı yani özgüven artarsa kekemelik kesinlikle azalıyor. O yüzden olumlu yönlerimize ve başarılarımıza odaklanmalı, olumsuz durumları büyütmemeli ve ona takılıp kalmamalıyız. Üstün olduğumu düşündüğüm insanla otoriter bir insanla konuşurken daha az kekeliyorsam özgüven sorunum var demektir. Sizin bahsettiğiniz duyarsızlaştırma yöntemini uygulayabilmeli ve her zaman her yerde herkesle aynı düzeyde konuşmalıyız. Hiç kimse bizim için ayırt edici olumsuz uyarıcı olmamalı.
Normalinde konuşurken düşüncelerimiz konuşmamızı yönetiyor ve kendi kendimizi artikülasyon hareketlerini hissederek ve kendi sesimizi işiterek kontrol ediyoruz. Ancak kulağımızı yüksek bir hışırtı ile sağır ettiğimiz zaman kekemelik anında kayboluyor. Bunu şu linkin üzerine tıklayarak deneyebilirsiniz.
<!-- m --><a class="postlink" href="http://www.klapptext.de//rauschen/Braunes_Rauschen_pur.mp3">http://www.klapptext.de//rauschen/Braun ... en_pur.mp3</a><!-- m -->

hocam ben de az önce bu uygulamayı yaptım kulaklıgı kulagıma taktım hışırtı sesi ile kitap okumaya caliştim ama gene ara ara bloklar oldu ....
Öte yandan şarkı sölerken de aynen bu şekilde oluyor örneğin şarkı sölerken bloklar oluyor..
sizce sebebi ne olabilir..
Merhaba,
fkacan10 demiş ki:Özgüvenin çok çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun için kendime göre yöntemler geliştirdim. Özgüven ile kekemelik ters orantılı yani özgüven artarsa kekemelik kesinlikle azalıyor. O yüzden olumlu yönlerimize ve başarılarımıza odaklanmalı, olumsuz durumları büyütmemeli ve ona takılıp kalmamalıyız. Üstün olduğumu düşündüğüm insanla otoriter bir insanla konuşurken daha az kekeliyorsam özgüven sorunum var demektir. Sizin bahsettiğiniz duyarsızlaştırma yöntemini uygulayabilmeli ve her zaman her yerde herkesle aynı düzeyde konuşmalıyız. Hiç kimse bizim için ayırt edici olumsuz uyarıcı olmamalı.
Size her yönüyle hak veriyorum. Ama ben daha da ileri giderek kekemeliği genel olarak önemsememeye çalışıyorum. Yani sürekli içimde 'takılsam bile hiç bir şey olmaz' düşüncesi vardır. Bu şekilde ne otoriteler beni korkutabilir ne de bakanlar veya başbakanın ta kendisi.

Ama şunu da unutmamalıyız: Herkesin kekemeliği farklıdır. Ben tamamen duyarsızlaşmış ama yine de her kelimeye değil, her heceye de değil, neredeyse her harfe takılan bazı arkadaşlar tanıyorum.

Bir arkadaşımız geçenlerde takıldığı bir 'r' harfinden kurtulana kadar üç sefer nefesi tükendi. Bu tabii ki vahim ve iletişimi önemli derecede etkileyen bir durumdur. Ama yine de arkadaşı takdir ediyorum. Oğlum yaşında zenci bir çocuk, üniversite öğrencisi ve bunun yanında kendine iş bulmuş, çalışıyor. Yazılı iş başvurusuna kekeme olduğunu yazmış ve 'bu durum daha önce çalıştığım işleri olumsuz etkilemedi' diye eklemiş. Şimdi adi bir işveren buna işi vermemek için iki gerekçe bulabilir diye düşünebilirsiniz. 1 - zenci olması 2 - ağır kekelemesi. Ama iş veren çocuğun çalışkan ve samimi olduğuna bakmış ve işi kendisine vermiş.
Selamlar
Petra
Merhaba Oktay,
okidoki84 demiş ki:hocam ben de az önce bu uygulamayı yaptım kulaklıgı kulagıma taktım hışırtı sesi ile kitap okumaya caliştim ama gene ara ara bloklar oldu ....
Öte yandan şarkı sölerken de aynen bu şekilde oluyor örneğin şarkı sölerken bloklar oluyor..
sizce sebebi ne olabilir..
Sizin durumunuz gerçekten biraz olağan dışıdır.

Biz şarkı meselesinden başlayalım:
Başta şunu belirteyim: eğer bu olayı kendinizde izlemişseniz gerçektir ve sizin kişisel durumunuzu yansıtır.
Kekemelik hakkında birçok şey söyleniyor ama bunları yakından araştırdığın zaman çoğu gerçekle bağdaşmıyor.

Ancak bir kekemenin şarkı söylerken de kekelediğini ilk defa sizden duyuyorum. Hatta birçok ünlü kekeleyen şarkıcı vardır hem Türkiye'de, hem Almanya'da veya İngiltere, ABD gibi ülkelerde.
Bir ara feys grubunda sormuştum orada rap yapan bazı arkadaşlar vardı ve rap yaptıkları zaman bile (ki rap ne tam konuşma, ne tam şarkı söylemektir) kesinlikle takılmadıklarını söylediler.

Aynı durum normalinde ezan için de geçerli olmalıdır. Yani kekeme bir birey iyi bir müezzin olabilir. Benzer bir şekilde aruz vezniyle şiir okumak da genel olarak kekemeliği (geçici olarak) devre dışı bırakabilir. Ancak maalesef şu ana kadar ezan okuyan veya aruz vezniyle şiir okuyup bunu tam olarak tasdikleyebilen kimseyle karşılaşmadım.

Siz şarkı söylerken nasıl takılıyorsunuz? Sadece başlarken, ilk heceyi çıkarırken mi yoksa şarkının içinde de mi tıkanıp kalıyorsunuz?

Şimdi kendini işitmeme olayına gelelim.
Aslında bu durum yaklaşık yüz yıldır biliniyor (örneğin Zoraki Kıral filminde de öyle bir sahne vardır) fakat ancak son yıllarda geliştirilen teknolojiyle insanın kesin kez kendini işitemeyeceği yöntemler oluşturulmuştur. Bundan bir tanesi size linklediğim hışırtı. O algılayabildiğimiz tüm seslerin üstünü örtüyor ve kesinlikle başka bir şey işitmememizi sağlıyor. Ama tabii ki bu hışırtıyı son derece açmanız şartıyla.

Benim ve bazı kekemelerin ortak edindiğimiz bir deneyim şudur: Kendi sesimizi farklı bir şekilde algıladığımız tüm ortamlar (örneğin kapalı yüzme havuzu, hamam, cami, kilise gibi) veya algımızı şaşırtacak (bir kulağın tıkanmış olması, kalabalıklar arasında, sesimizin soğuk algınlığı sonucunda kısık olması gibi) kekemeliğin artmasına yol açar.

Ama sesimizi artık hiç işitemediğimiz anda kekemelik anında kesilir veya çok önemli derecede azalır. Şuna dikkat etmek gerekir: İnsan ister istemez sesini duymaya çalıştığından sesini önemli derecede yükseltir ve bazen de konuşmayı hızlandırır. Başka bir arkadaş yanında olsa el işaretiyle daha yavaş konuşmasını teşvik edebilir.

Bunu kekemelik grubumuzda hem geçen sene hem bu sene farklı gruplarla uyguladık ve genel olarak onayını bulduk. Özellikle ağır kekeleyen arkadaşlarda çok önemli bir fark izlenebildi. Bir arkadaşımız hışırtıdan serbest hiç konuşamadı onun eline okusun diye kitap verdik, tek bir bayan arkadaşımızda etki görmedik ama bunu başka nedenlere bağlıyorum.

Başka bir arkadaşla da bu konuda bir deney yaptık. Onun kafasındaki kulaklıkları uzaktan kumandalıydı kumandası da benim elimdeydi. Takıldığı anlarda (ve onun takılmaları bayağı uzun sürüyor) uzaktan kumandalı olarak hışırtıyı açardım ve anında konuşmaya devam edebiliyordu.

Aynı arkadaş daha da ileri giderek sağırların kuruluşunda önceden kekeme olup sonradan sağırlaşan birinin var olup olmadığını araştırıp gerçekten bir tanesini bulmuş. Bu kişinin işitme yetisi bir anda kaybolmuş ve şu anda cochlea implantı (özel bir işitme cihazı) sayesinde tekrar işitebiliyormuş. Bu kişi de işitme cihazları kapalıyken (hemen hemen) hiç kekelemiyormuş ancak cihazları açtığında yani kendi sesini tekrar algılayabildiğinde kekemeliği de geri dönüyormuş.

Siz linklediğim hışırtıyı açtığınızda kendi kendinizi gerçekten hiç bir şekilde işitmediniz mi? Yanınızda başka biri var mıydı?
Bir de şunu deneyin: Hışırtıyı açmadan 2 dakikalık bir sunum yapın ve onu (banda, telefona, bilgisayara vs.) kaydedin.
Daha sonra hışırtıyı açarak aynı sunumu tekrar yapın. Mümkünse başka bir insan da yanınızda olsun ki gerçek bir iletişim ortamı oluşsun.
Daha sonra bant kayıtlarını karşılaştırın, kekemelikte azalma var mı yok mu?

Selamlar
Petra
kekelemek demeyelım ona ızlenımlerınıme gore blok ama aynı anda sarkı solerken ellerımı kollarımı hareket ettırdıgımde asla hıc bı zaman bende kekelemıorum ...ornegın bazen kendı kendıme sarkı soledıgımde ses kayıdı yaparım orda barız bu konusma sorunlarıyla ılgılennler blok yasadıgımı anlar ama sınıftan yada benm cevremden bırı dınlettıgımde pek anlamıor ..takıldıgım anda sarkı sozunun basında olur genelde bu ...aslında konusma vıdeolarımızı da koysak ne derece kekeme oldugumuzu gorsek yada bugun ızledım gecmıs tarıhlerde onlıne bı sohbet yapılms bu o kadar hosuma gıttı kı ne kadar emek verıosunuz ıyıkı varsınız sonsuz mınneettarım sıze...
Sayfa: 1 2