Kekemelik Forum

Tam Versiyon: Kekemelerin kekeme olmayanlarla sağlıklı bir iletişimi için ufak tavsiyeler
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
Merhabalar,
Bugunlerde ingilizce konuşma dersleriyle ilgili olarak youtube da videolar izlerken, engvid sitesinden bir bayan ingilizce öğretmeni olan bayan Jade'in videosu dikkatimi çekti. Konu şuydu. Halen ingilizce öğrenme sürecinde olan biriyle yani ingilizceyi çat pat konuşan biriyle native yani doğuştan ingilizce bilen birinin iletişiminde ingilizcesi çat pat olan insanın duyduğu kaygı ve korku. Ve bu korkudan ötürü özellikle native speakerslarla konşmaktan kaçınması. Bu biz kekemeler açısından şuna benziyor. Biz kekemeler de hiç kekelemeyen hatta çok düzgün konuşan insanlara karşı her zaman kendimizi onlardan aşağı levellarda gördüğümüz için onlarla pek konuşmaktan kaçınırız. Aslında burda reddedilme psikolojisi var biraz da. Karşımdaki bu insan beni bu halimle beğenmeyecek, bunun karşısında hata yapacam, kekeleyecem. Özellikle karşı cins iletişimlerinde bu çok olur. Kekemeliğim beni level olarak kekeme olmayanlardan küçük düşürüyor falan. Gelelim Teacher Jade in bu konudaki (İngzilice konuşurken duyduğun kaygı ve korku ile ilgili olarak)

Alıntı: 1. Asla şöyle düşünme " Native speakerkslar yüksek levellarda, ben ise düşük level dayım, ve bu yüzden ben bununla konuşurken o çok güzel konuşuyor ben ise çok kötü konuşuyorum. Onun yanında kendimi aptal gibi hissediyorum düşüncesi, ve bu yüzden konuşmaktan kaçınma davranışları" Buna karşı "sen native olarak çok güzel konuşuyorsun ben ise sana göre daha aşağı durumdayım. Herkse kendi yerini biliyor. Ne ben sen için yukarıya bakıp imreniyorum, ne de sen aşağıdan bana bakıp beni aşağılıyorsun. " bu düşünce tarzıyla yaklaşırsan o da zaten senin native olmadığını bilip sana hata yapma payı verecek ve sana hakir bir nazarla bakmayacaktır.
BUNU BİZ KEKEMELER OLARAK ELE ALACAK OLURSAK "PETRA HANIMIN DAHA ÖNCE YAZDIĞI ACEMİ ŞOFOR YAZISI VARDIR. http://kekemelikforum.com/viewtopic.php?f=3&t=32BU ONA ÇOK GÜZEL AÇIKLAMA OLUYOR SANIRIM. ONU OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM."

Alıntı: 2. İngizlicesi çok iyi olmayıp halen öğrenme sürecinde olan insanlar kendileri gibi native ingilizcesi olmayıp öğrenme sürecinde olan başka bir öğrenci karşısında kendini rahat hisseder ve hata yaptığı zaman bile konuşmaktan çekinmez. Bu da aslında kendine özgüveninin artmasını sağlar. Çünkü kendi gibi native olmayan diğer öğrenci kendi hatalarının farkına varamayabilir. Çünkü ikisi de halen öğrenme sürecindedir. Veya hata yapsa bile önemsemeyceğini bildiği için kendini rahat hisseder ve bu şekilde özgüvenli şekilde konuşmaya çalışır. Ama native olan biriyle karşılaştığı zaman "Bu adam süper konuşuyor, benim birçok hatamı bulacak şimdi ve beni ne kadar berbat ingilizcesi var diye puanlayacak" Aslında böyle birşey yok. Hiçbir native speaker normal sosyal iletişimde karşısındaki insanın nasıl söylediğine veya ne hata yapıp yapmadığında bakmaz. Onun ne söylemeye çalışıtğını anlamaya çalışır. Durum bu kadar. Bizler o kadar çok endişeleniyoruz ki bu adam benim konuşmamı begenmeyeceki yargılaycak diye, Aslında yok öyle birşey. Bizim konuşmamız hiçkimsenin umrunda değil. Onlar senin ne mesaj vermek sitediğine bakıyorlar.
KEKEMELİKLE İLGİLİ OLARAK DA, ASLINDA BİZİM KEKEMELİĞİMİZ HİÇKİMSENİN UMRUNDA DEĞİL. BİZLER DAHA DÜZGÜN KONUŞACAĞIZ DİYE ASIL KİMLİĞİMİZİ İNKAR EDİYOR VE BAŞKA ROLLERE BÜRÜNMEYE ÇALIŞIYORUZ. BU DA BİZİ MENTAL VE RUHSAL OLARAK DAHA FAZLA YIPRATIYOR. ALT ÜSTÜ KEKELEYEREK KONUŞACAĞIZ. EE NE OLMUŞ Kİ.. KEKELEMEK SADECE HECE TEKRARI DEĞİL Mİ. BENİM İLETİŞİM BİÇİMİM BU ŞEKİLDE KARDEŞİM. OLDU BİTTİ. İNANIN BU DÜŞÜNCEYİ İÇSELLEŞTİRİP HAYATA ATILSAK KEKEMELİK FALAN DA KALMAZ ASLINDA.

Alıntı: 2. MADDE DEVAM. Teacher Jade in 2. maddede anlatılan durumla alakalı verdiği en önemli tavsiye. Vulnerablity kavramı. Vulnerability ne demek : Açıklayayayım, zayıf taraflarını göstermek demek. Bu seni aslında rahatlatan en önemli şeydir. Çünkü hata yapmanın en büyük sebepi, hata yapmaktaj korkmandır. Hata yapmaktan korkmayıp hatta bazen bilerek hata yaparak rahat olmayı ve bu rahatlıkla da özgüvenli şekilde konuşmayı öğreniyorsun
. BİZİM KEKEMELİKLE İLGİLİ OLARAK ANLATTIĞIMIZ GÖNÜLLÜ KEKEMELİĞE NE KADAR ÇOK BENZİYOR DEĞİL Mİ.

Alıntı: 3. İngilizcen çok iyi seviyeye geldikten sonra native speakerlarla konuşurken onlara native speaker gibiymişsin gibisinden bir role girme. Sen ingilizcen ne kadar iyi olursa olsun native değilsin. Yani bir native gibi asla ingilizceyi kullanamazsın. Özellikle yetişkinlikte ingilizce öğrenenler için. O yüzden de zor sohbetlere çok fazla girme. Veya hızlı ve uzun sohbetlerde bazen karşı taraftan yavaş olmasını ve anlamadığını belirt.
BİZ KEKEMELER İÇİN, KEKEMELİKLE İLGİLİ OLARAK ÖZELLİKLE KEKEMELİĞİ KABUL ETMEYİP KENDİNCE KEKEMELİĞİNİN KÖKÜNÜ KAZIDIĞINI İDDİA EDEN KİŞİLER İÇİN ZOR VE UZUN SOHBETLERDE AFALLAMASI VE KENDİNİ KÖTÜ HİSSETMESİ VE BU YÜZDEN DE ÇOĞU KEZ UZUN VE SPONTANE OLAN KONUŞMALAR GİRİŞMEMESİ. BU YÜZDEN DE DUYARSZILATIRMA VE MODİFİKASYONUN BİR ÖMÜR BOYUNCA DEVAM ETMESİ GEREKTİĞİNİ UNUTMAMAK GEREKİR. AMA BUNU EĞLENCELİ HAYAT BİÇİMİNE ÇEVİRMEK GEREK. BUNU BİR ÖDEV VE SORUMLULUK OLARAK GÖRÜRSENİZ CANINIZ BUNU YAPMAK İSTEMEYEBİLİR.

Benim bu videodan anladıklarımı kısaca size anlatmaya çalıştım.
Video linki ;https://www.youtube.com/watch?v=lawHYX5eB20
Merhaba Starwalter Bey! Big Grin
yazınızı okuyup inceledim.
starwalter demiş ki:Halen ingilizce öğrenme sürecinde olan biriyle yani ingilizceyi çat pat konuşan biriyle native yani doğuştan ingilizce bilen birinin iletişiminde ingilizcesi çat pat olan insanın duyduğu kaygı ve korku. Ve bu korkudan ötürü özellikle native speakerslarla konşmaktan kaçınması. Bu biz kekemeler açısından şuna benziyor. Biz kekemeler de hiç kekelemeyen hatta çok düzgün konuşan insanlara karşı her zaman kendimizi onlardan aşağı levellarda gördüğümüz için onlarla pek konuşmaktan kaçınırız. Aslında burda reddedilme psikolojisi var biraz da.
Güzel bir benzetme bulmuşsunuz, tebrik ederim!
Ayrıca hem yabancı dil, hem de kekemelik konusunda tecrübelerim olduğu için ne demek istediğinizi çok iyi anlıyorum. Zaten yabancı dil öğrenme süreci esnasında edindiğim tecrübeler bazen kekemelik sorunlarımın çözümünde, bazen de kekemelikten dolayı yaşamış olduğum deneyimler bana yabancı dil konusunda yardımcı oldu.
Bazen ise ikisinin karışımı durumu daha da berbat etti Sad
starwalter demiş ki:Karşımdaki bu insan beni bu halimle beğenmeyecek, bunun karşısında hata yapacam, kekeleyecem. (...) Kekemeliğim beni level olarak kekeme olmayanlardan küçük düşürüyor falan...
Aynen! Açıkladığınız bu düşünce beni tüm gençliğim boyunca sarmıştı. Hatta kekemeliğim beni level olarak kekeme olmayanlardan küçük düşürüyor değil, benim insan olarak değerimi düşürüyor düşüncesindeydim. Ablamdan daha değersizim, diğer çocuklardan daha değersizim. Doğru konuşmuyorum, hata bende.
starwalter demiş ki:1. Asla şöyle düşünme " Native speakerkslar yüksek levellarda, ben ise düşük level dayım, ve bu yüzden ben bununla konuşurken o çok güzel konuşuyor ben ise çok kötü konuşuyorum. Onun yanında kendimi aptal gibi hissediyorum düşüncesi, ve bu yüzden konuşmaktan kaçınma davranışları" Buna karşı "sen native olarak çok güzel konuşuyorsun ben ise sana göre daha aşağı durumdayım. Herkse kendi yerini biliyor. Ne ben sen için yukarıya bakıp imreniyorum, ne de sen aşağıdan bana bakıp beni aşağılıyorsun. " bu düşünce tarzıyla yaklaşırsan o da zaten senin native olmadığını bilip sana hata yapma payı verecek ve sana hakir bir nazarla bakmayacaktır.
Maalesef insanlar ne dil öğrenme konusunda, ne de kekemelik konusunda bu şekilde düşünmüyor.
Ben bunu genç kızken de hep diğer öğrencilerde izliyordum. Konuşmamak için hiçbir gerekçeleri olmadığı halde (çünkü takılma diye bir şey bilmiyorlardı, hepsi normal konuşan çocuklardı) İngiltere'de ağzını açmaktan çekiniyorlardı. Bilet filan alacakken hep birbirine havale ediyorlardı.

Ve yabancı dil konuşmaktan faydalanmayı da o bağlamda yaşadım: Londra'da (ortaokul son sınıf gezisinde) bir mağazaya girdim, saçımı bağlamak için lastik alacaktım. Sözlüğe de bakmıştım, lastiğin İngilizcesi 'rubber band'mış.
Beraber çıktığımız iki arkadaşımı kekemeliğimden dolayı mağazanın önünde bıraktım, içeri girdim ve şampuan, tarak vs. türü şeylerin satıldığı bölümde lastik arayıp bulamayınca mecburen bir satış elemanı aramak zorunda kaldım. Nihayet bir bayan buldum. Yüzüne baka baka yanına yaklaşırsam konuşamayacağım endişesiyle arkadan yanaştım ve konuşabileceğimden kesin emin oluncaya kadar arkasında bekledim. Ondan sonra da saldırırcasına 'excuse me have you got rubber bands?' (affedersiniz, saç lastiği var mı?) sorusunu bir anda sordum. Kadın dönüp bana baktı ve 'efendim' dercesine bir şey söyledi. Eyvah, yandım!
Nasıl bir daha bu cümleyi becereceğim? Benim korktuğum 'excuse me' (affedersiniz) cümlesiydi, onu tekrarlamama gerek yoktu. Nefes alıp 'have yo got r...' deyip takıldım. 'R...r...r...r...r' deyip kalakaldım. Ne yapsam ne etsem gerisi gelmiyor.
İşte o anda 'bu kadın mutlaka yabancı olduğumu fark etmiştir' düşüncesi aklımdan geçti ve kelimeyi bilmiyorum numarasını yaptım. Elimle saçlarımı topladım, ne istediğimi işaret diliyle gösterdim ve kadın 'O you mean rubber bands!' (Ah, lastik demek istiyorsunuz) dedi. Tabii o der demez ben de 'rubber bands' kelimesini tekrar söyleyebildim ama yabancı dil konuşmanın kekemeliği kamufle etmek için ne güzel bir yöntem olduğunu o anda ilk defa fark ettim.
starwalter demiş ki:2. İngizlicesi çok iyi olmayıp halen öğrenme sürecinde olan insanlar kendileri gibi native ingilizcesi olmayıp öğrenme sürecinde olan başka bir öğrenci karşısında kendini rahat hisseder ve hata yaptığı zaman bile konuşmaktan çekinmez. Bu da aslında kendine özgüveninin artmasını sağlar.

Evet, bu cümle aynen kekemeler için de geçerlidir ve öz yardım gruplarının oluşturulması için iyi bir örnek oluşturur. İki-üç kekeme bir araya gelince sorunlarıyla baş başa olmadıklarını görür ve karşıdaki kekemenin tecrübelerinden bir pay alabilir.

starwalter demiş ki:KEKEMELİKLE İLGİLİ OLARAK DA, ASLINDA BİZİM KEKEMELİĞİMİZ HİÇKİMSENİN UMRUNDA DEĞİL. BİZLER DAHA DÜZGÜN KONUŞACAĞIZ DİYE ASIL KİMLİĞİMİZİ İNKAR EDİYOR VE BAŞKA ROLLERE BÜRÜNMEYE ÇALIŞIYORUZ. BU DA BİZİ MENTAL VE RUHSAL OLARAK DAHA FAZLA YIPRATIYOR. ALT ÜSTÜ KEKELEYEREK KONUŞACAĞIZ. EE NE OLMUŞ Kİ.. KEKELEMEK SADECE HECE TEKRARI DEĞİL Mİ. BENİM İLETİŞİM BİÇİMİM BU ŞEKİLDE KARDEŞİM. OLDU BİTTİ. İNANIN BU DÜŞÜNCEYİ İÇSELLEŞTİRİP HAYATA ATILSAK KEKEMELİK FALAN DA KALMAZ ASLINDA.
Çok doğrudur! Bizim kekemeliğimiz gerçekten kimsenin umrunda değildir. Ne varsa bizim tutumumuzdadır. Utangaç bir hal sergiliyorsak karşımızdaki de 'bunda bir iş var' endişesine girer. Kekemelik iletişimi önemli derecede etkileyecek düzeydeyse kısa bir açıklama tarafların arasındaki tuhaf havayı da bir anda düzeltebilir: 'Bende kekemelik var da...' Hepsi bu. Deneyen hak verecektir!
starwalter demiş ki:Teacher Jade in 2. maddede anlatılan durumla alakalı verdiği en önemli tavsiye. Vulnerablity kavramı. Vulnerability ne demek : Açıklayayayım, zayıf taraflarını göstermek demek. Bu seni aslında rahatlatan en önemli şeydir. Çünkü hata yapmanın en büyük sebepi, hata yapmaktan korkmandır. Hata yapmaktan korkmayıp hatta bazen bilerek hata yaparak rahat olmayı ve bu rahatlıkla da özgüvenli şekilde konuşmayı öğreniyorsun. BİZİM KEKEMELİKLE İLGİLİ OLARAK ANLATTIĞIMIZ GÖNÜLLÜ KEKEMELİĞE NE KADAR ÇOK BENZİYOR DEĞİL Mİ.
Aynen!
starwalter demiş ki:3. İngilizcen çok iyi seviyeye geldikten sonra native speakerlarla konuşurken onlara native speaker gibiymişsin gibisinden bir role girme. Sen ingilizcen ne kadar iyi olursa olsun native değilsin. Yani bir native gibi asla ingilizceyi kullanamazsın. Özellikle yetişkinlikte ingilizce öğrenenler için. O yüzden de zor sohbetlere çok fazla girme. Veya hızlı ve uzun sohbetlerde bazen karşı taraftan yavaş olmasını ve anlamadığını belirt.

Bu konuyu yabancı dil açısından ele almak istiyorum. Eğer dikkat ederseniz ben Türkçe yazarken hata yapmamaya çalışıyorum. Yani siz - kim olursa olsun - ağzınıza geldiği gibi yazıyorsanız ben düzgün yazmaya çalışıyorum. Ne de olsa yabancıyım. Benim olası bir hatamı yabancılığıma bağlayacaklar diye.
Bir kelime oyunu, uygunsuz bir kavram kullandığım zaman derinden 'bu ne demek istiyor' diye düşünmeyecekler, yabancıdır da bilmiyor diyecekler endişesi vardır bende.
Ben kendime hata yapma hakkını tanıyorum, bunu Türkiye'den gelen heyetleri karşıladığımda da söylüyorum. 'Arkadaşlar, hem yabancıyım hem de Türkiye'de yaşamıyorum, orada olup bitenleri gün be gün takip edemiyoruz, bazı kavramlar, olaylar vs. bilmeyebiliriz. Bağlışlayın ve beni düzeltin.

Bunu burada da hep belirtiyorum, Türkçemde eksiklikler, yanlışlıklar olabilir. Buna rağmen sizden çok çok daha fazla düzgün, hatasız yazmaya özen gösteriyorum, 'bu yabancıdır, bilmiyor' denmesin diye. Neyse, konuyu saptırdım...

Ama konuşurken de takıldığım zaman kekemeliği kamufle edeceğime açık kekemelik semptomu sergilemeyi tercih ediyorum. Niye? Dil bilmiyor demesinler, hangisinin dil bilmemek, hangisinin kekemelik olduğunu anında anlasınlar diye!

Son olarak bir de altını çızdiğim şu noktaya değinmek istemiştim:
starwalter demiş ki:BU YÜZDEN DE DUYARSZILATIRMA VE MODİFİKASYONUN BİR ÖMÜR BOYUNCA DEVAM ETMESİ GEREKTİĞİNİ UNUTMAMAK GEREKİR. AMA BUNU EĞLENCELİ HAYAT BİÇİMİNE ÇEVİRMEK GEREK. BUNU BİR ÖDEV VE SORUMLULUK OLARAK GÖRÜRSENİZ CANINIZ BUNU YAPMAK İSTEMEYEBİLİR.
Evet, bu konuda çok haklısınız. Ve voluntary stuttering (gönüllü kekemelik) yaparken de her zaman altı çizilmesi gereken bir olaydır. Bunu eğlenceli bir şekilde yapmadığın müddetçe, bunu ağır bir yük veya zorla dayatılan bir ödev olarak algıladığın müddetçe faydasını görmeyeceksin.
O yüzden bunu tek başına değil, grup halinde, 2-3 arkadaşla birlikte yapmak en büyük başarıyı vaadeder.
İyi günler
Petra