Kekemelik Forum

Tam Versiyon: Başarılı bir kekemelik terapisinin ölçütü ne olmalı?
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
Merhaba arkadaşlar,

başlıktaki soruyu size feys grubunda sordum ve bazı cevap ve yorumlar aldım. Bunların muhafaza edilmesi ve internette arama yapan insanların da erişmesi için cevaplarınızı burada derledim.
Müsaadenizle kendi düşüncelerimi de değerli yorumlarınızın altında belirtmek isterim.
Hilal demiş ki:Kekeme ile mantıklı bir konuşma gerçekleştirilmeli. Kekemeye verdiği moraller ne imkansız olmalı ne de abartılı olmalı. Çünkü kekemeler bir tek heyecanlanla bile hayal kırıklığını çok yaşarlar.
Onur demiş ki:Kekeme kisinin yasina gore degisen bir terapi olmali. Ornegin kekeme yasini almis birisi ise, o kisiye gercekci olarak yaklasmali ve birkac gunde alacagi olumlu sonuclardan etkilenmemesi gerektigini ve bu isin zorlu oldugunu belirtmesi gereklidir.
Fatih demiş ki:Öncelikle kalıcı bir tedavi olmalı. Geri dönüş ihtimali mümkün olduğu kadar az olmalı. Tek yönlü tedavi olmamalı, bireyi psikolojik fizyokojik etkenler, özgüven, nefes vb. bir sürü yönden desteklemeli
Ercan demiş ki:Sorunun temeline inen, kalıcılığa daha yakın, reel hedefler konulup o hedefleri realize edecek destekli ve eğlenceli bir terapi olmalı. Hiç olmasa eğlenceli hale getirliecek bir terapi olmalı.
Senem demiş ki:Bence kekemenin duygu durumu olmali...

kekeme birey terapiden memnun kaldiysa, kendisiyle barisiksa, kendisini ozgur hissediyorsa basarili olmus demektir, kekeleme orani ne olursa olsun farketmez... eskiye gore duygu durumunda farkedilecek degisiklikler yasiyorsa basarili bi terapi almistir.

Yani bir terapide mesela, kekeleme oranini %1e indiren bir terapist vardir, ama kekeme icinde ki o kekeleyecegim endisesini atamamistir hayatini hala zorluyordur vs. Oyle olmaktansa kekeleme orani %10larda olan ama bunu takmayan, yalnizca kekelemeyi konusma sorunu olarak goren, icsel dunyasinda bunu sorun etmeyen kekeme bu terapiden daha basarili sonuc almis olur.

Yani neticeye degil haticeye bakmak lazim... kekelemek psikolojik sorundan konusma sorununa indirgenmisse o terapi basarilidir.
Bilge demiş ki:Bence çok yönlü bir tedavi olmalı ve psikatri klinigi ile ortak çalışarak tedavi süresince anksiyete gibi yılların getirmiş oldugu konuşma korkusunu yenmek için ilaç tedaviside destek olarak uygulanmalı yani kısaca terapatik +tıbbi bir arada olmalı
İzzet demiş ki:Kekemelik çok yönlü bir olay, dilimizde dişlerimizde boğzımızda, yani konuşma organlarımızda bir problem yok, yani sebep psikolojik engeller ve alışkanlıklar . Bu işin temek noktası ozguven , yani kişinin kendini sevmesi yani ,egosunun iyileştirilmesi, sonraki ayak ise konuşma alışkanlıklarının değiştirilmesi, bu ikisi en güncel tekniklerle ,psiko terapi nefes terapisi, drama terapi, hipnoz, NLP
..
İşin kotu tarafı ise bu işte uzman bulmak hem zor, bulunduğunda ise pahalı, haftada tek seans bile olsa, 250 tl den ayda 1000 tl, ve 1 yıllık terapi 12000 tl minumum, bu işe gönül vermiş üniversite hocalarının olması,devletin ve sivil kuruluşların bu işe sahil olması gerekiyor...
Hiç bir şey yapamıyordak bile birbirimize yardım etmemiz gerekiyor!!!
Arkadaşlar, öncelikle kafa yorduğunuz için teşekkür ederim.
Alınan cevapları biraz özetleyelim:
  • Verilen moral ne imkansız ne abartılı olmalı
  • Yaşa ve bireye göre değişen bir terapinin uygulanması
  • Gerçekçi / reel hedeflerin belirlenmesi, kalıcılık sağlanması
  • Kısa sürede elde edilen iyi sonuçların geçici olabileceği konusunda uyarılması
  • Geri dönüş ihtimalinin mümkün olduğu kadar az olması
  • Zorlu bir iş olan kekemelik terapisinin eğlenceli bir hale getirilmesi
  • Tek yönlü bir tedavi olmamalı, psikolojik, fizyolojik, özgüven vs. etkenlerin dikkate alınması, gerekirse psikiyatri gibi uzmanlık alanlarının dahil edilmesi
  • Bireyin hiç kekelemeden konuşmaktan ziyade kendisiyle barışık olmasının sağlanması
  • Terapinin sağlık sistemi tarafından ücretsiz sağlanması
Bu bağlamda benim eklemek istediğim noktalar - kısmen değinilmiş veya başka ifadelerle açıklanmış bile olsa - şunlardır:

  1. Bence iyi bir terapinin başlangıcında bireye kekemeliğin ne olduğu konusunda gerçekçi bir açıklama yapılmalı. Bu konuda terapistin dünyada var olan araştırmaları takip etmesi ve kendisini sürekli geliştirmesi lazım. Eğer yeni ve başarı vaadeden teknikler veya programlar geliştirilirse terapist bunların bilincinde olmalı ve kendisi sunamıyorsa bile uzman bir meslektaşa yönlendirmeli.
  2. Ben seni kekemelikten kurtarırım veya seni iyileştiririm gibi gerçek dışı vaatlerde bulunularak kekemenin duygularıyla oynanmamalı.
  3. Tedavinin başlangıcında danışanın beklentileri ile terapistin sınırları açıkça dile getirilmeli ve danışanla terapist arasında bir çeşit sözleşme yapılmalı. Bu sözleşme terapinin tüm aşamalarında yeniden gözden geçirilmeli ve gerekirse uyarlanmalı.
  4. Tedavi belli bir konsepte göre uygulansa bile bireysel bir yol izlenmeli ve kekeme tipleri gözönünde bulundurularak tek tip bir terapi uygulanmamalı.
  5. Terapist danışanın terapiye aktif katılımını teşvik etmeli ve terapinin eğlenceli bir serüven olmasını sağlamalı.
  6. Terapist danışanı olası geri dönüşler konusunda bilgilendirmeli ve terapinin başarısız sonuçlanması durumunda - kekemeliğin fıtratının bilincinde olarak - danışana suçu havale etmemeli.
  7. Sonunda tek önemli olan sonuç: kekeme bireyin uzun süreli memnun kalması ve kendisiyle - kekelese de kekelemese de - barışık olması olmalıdır.
Arkadaşlar, ek yorumlarınızı bekliyorum.
Selam
Petra