Kekemelik Forum

Tam Versiyon: Kekemeliğe Dair Bazı Değerlendirmeler; Kişisel Özelleştiri (1)
Şu anda tam olmayan bir versiyonun içeriğine bakıyorsunuz. Tam versiyon'a bakınız.
Arkadaşlar

1) Kekemelikte bence halledilmesi gereken nokta kekemeliğin kökten çözümü değil, hayatını sekteye uğratacak ve kişiye rahatsızlık verecek düzeyden çıkarılmasıdır. Ki zaten bana göre kişiler de zaman zaman konuşmakta zorlanır. Ve bazı noktalar da kekeler. Mesela C. Başkanın röportajlarını izleyin. Bazı sorulara rahat bir şekilde cevap verirken zaman zaman isd istemsiz bir şekilde konuşması ile eli de oynar. Bana göre işte tam o nokta da refleks olarak destek alır.

2) Kekemelik noktasında beynimizdeki nokta o kadar çok hassaski 1000 kelimeden 1'de takılsa hemen "Ben kekemeyim, herkes bana gülüyor, ben işe yaramazım" deyip yelkenleri suya indiriyor. Halbuki konuştuğu kişiye sorsan garibanın haberi bile yok.

Bu gruptaki geçmiş gönderilerden bazılarına okuyorum. Bazı arkadaşlarımız "Ben şu sunumu yaparken (örneğin) üç kelimede kekeledim diyor." Halbuki burada ne kadar hassas olduğunu görüyoruz. Sunum esnasında takıldığı kelimeleri sayıyor. (Hem sunum yapmak hemde kelimeleri saymak da ayrı başarı Smile Smile) Kekeledim diyor. Bana göre kekelememiş ve emin olunki sunum yaptığı kişilere göre de kekelememiş. Bırakta 5 kelime de takıl. Bunda bir rahatsızlık yok. Ama işte kekemeliğe o kadar duyarlıki o kişi kekelediğini zannediyor. Ve o 3 kelimenin çok fazla olduğunu zannediyor. Bu kadar duyarlı olmayın. O noktayı kırın.

3) Bazı arkadaşlarımız kekemeliği her şekli hayatlarını etkisini altına alıp kekeme insanın evli, mutlu olamayacağını düşünüyor. Kadınların çünkü egolarının bunu kaldıramayacağını iddia ediyorlar (Genelleme yapıyor birde) Bende bu yüzden bu gruptaki birçok gönderiyi ayrı ayrı inceledim. Evli kişilerin yazdığı yorumlara okudum. Profillerine girdim. Ve şu sonuca ulaştım.

a. 1) Düşündüğünüz gibi değil. Kekemelik sorunu olupda eşlerinin en büyük destekçisi olanlar var. Gayet evli, mutlu bir şekilde hayatlarına devam ediyorlar.(Anladığım kadarıyla) Kadınların günahına girmeyin. Siz kekemeliği o kadar çok kendinize dert etmişsiniz ki kusura kalmayın herkesi siyah görüyorsunuz. Kendinizi siyah görmek istediğiniz için başkasını siyah görüyorsunuz. Halbuki kendinizi bir beyaz görebilseniz karşıdaki bazı insanların da o denli beyaz ve tertemiz olduğunu göreceksiniz.

a. 2) Bazı arkadaşlar kekemeliğim yüzünden reddedildim diyecekler : Kekemelik sorunu olamayıp da sosyal statüsü, görünüşü yüzünden reddedilmeyen erkek/kadın yok mu? Bu bize doğal olarak şu sonucu gösteriyor; Toplumun içinde kişiler tıpkı bir kasadaki elma gibi. Çok narin olan da var, çok güzel olan da , çok ezik olan da. Bir tane ezik geldi diye herkes değil. Bu imkansız. Bunun ispatı ise bu grupta olan  abilerim /ablalarımdır. Onlar nasıl normal evlilik yapıp, normal aşk yaşayıp mutlu olabiliyorlar.? Demekki sorun sizin bakış açınızdaymış. 

Sonuç olarak sadece eleştiri yapmayın, biraz da özelleştiri yapın. Çünkü göreceksiniz ki kekemeliğiniz noktasındaki sorun sadece kekemeliğiniz değil sizsinizde. Kendinizin simsiyah olduğunu düşünüp karşıdakinin de size simsiyah baktığını düşünen yine sizsiniz.(Bu nokta da hatalı olan siz misiniz yok o mu?) 

Özetle kekeme bir bireyin karşılaştığı üç sorun var : Kekemeliğiniz + Karşınızdaki kişiler (Bazıları) + Kendiniz
Aslında kekemeliğin dert edilmesinin sebebi kekeme olanlar değil. Kekeme olduğumuz için maruz kaldığımız bakışlar, tepkiler ve alay geçilmeler. Bu tür tepkilere karşı olarak bizde ne gibi bir sorun var diye üzülmek ve dert etmek kadar normal bir davranış biçimi olamaz. Sonuçta bütün insanlar bebekliklerinden beri karşıdaki insanın kendi davranış ve sözlerine tepkisini ölçerek yeni bir davranış modeli seçiyor. Ve zamanla kişiliğimizi de bu şekilde tanımlıyoruz.
Değiştiremeyeceğimiz ve suç olmayan bir özellikten dolayı dışlandığımızda bir insanın kendini sorgulaması ve zamanla kendine ait özgüvenini kaybetmesi beklenen bir şey. Sonuçta bir suçum yoksa ve hala yadırganıyorsam demek ki benim varlığımda bir sorun var diye düşünüyor insan psikolojisi. Buna saçma dersiniz ama bununla mücadele etmek ve bu fikri değiştirmek çok zor. Ve her türlü zorlukla mücadele ederken bir yandan da bununla mücadele etmek daha da zor.

Kendimden oldukça iyi biliyorum ki olur da bazı zamanlar hiç takılmadan ve hatta zorlanmadan konuşursam insanların en yakınlarımın annemin bile bana verdiği tepki oldukça başka. Kendileri bunun farkında bile değil. Normal bir şeyi yaşadığınızda onun tadını aldığınızda ne tür bir cehennemde yaşadığınızı daha iyi anlıyorsunuz. Ben çok fazla olumlu düşünemiyorum bu konularda. Kimsenin umudunu kırmak da istemem. Ama gerçekler acı verici de olsa yalan bir umuda sığınmak doğru gelmiyor.

Bugüne kadar neden hiç arkadaşım ve sevgilim olmadı bilmiyorum. Bunca zaman kekemeliğim yüzümden mi bilmiyordum. Aşırı ciddi bir problemim yoktu anlaşılmıyor sanıyordum. Ama yaşım ilerledikçe kekemeliğin beni olduğum gibi değil olmadığım biri gibi gösterdiğini fark ettim. İnsanın kendi kimliğini ortaya koyamaması bu dünyadaki en büyük acıdır. Çeşit çeşit acı var fiziksel psikolojik; ama bir insanın umutlarını diri diri gömmek gibi bir şeye benziyor biraz da. Ruhunu hırplamak, benliğini hiçe saymak gibi. Bu yarayı ise telafi edebilecek hiçbir şey yok.
Öncelikle yukarıdaki yazıda çok önemli bazı noktalara değinildiğinden dolayı tebrik ederim.
Çoğunlukla katılıyorum yalnız katılmadığım noktalar da var ve neden katılmadığımı tek tek açıklamak isterim.

Alıntı: onuncuköysakini
Arkadaşlar

1) Kekemelikte bence halledilmesi gereken nokta kekemeliğin kökten çözümü değil, hayatını sekteye uğratacak ve kişiye rahatsızlık verecek düzeyden çıkarılmasıdır. Ki zaten bana göre kişiler de zaman zaman konuşmakta zorlanır. Ve bazı noktalar da kekeler. Mesela C. Başkanın röportajlarını izleyin. Bazı sorulara rahat bir şekilde cevap verirken zaman zaman isd istemsiz bir şekilde konuşması ile eli de oynar. Bana göre işte tam o nokta da refleks olarak destek alır.

Kekeme olmayan kişilerin de konuşmalarında bazı aksaklıklar, teklemeler ve tekrarlamalar gösterdikleri bir gerçektir. Yalnız bunun nedenini araştırmak lazım, yani onlarınki gerçek bir kekemelik midir yoksa başka nedeni mi var.
Genel olarak 'her insan zaman zaman kekeler' ifadesine http://kekemelikforum.com/konu-her-insan...midir.html başlığında cevap vermişim.

Ben Cumhurbaşkanı'nın konuşmasındaki aksaklıkların kekemelik olduğunu kesinlikle düşünmüyorum.
Elini bile oynatsa kelimeyi çıkaramadığından dolayı değil, vurgu yaptığından dolayı bunu yaptığını düşünüyorum.

Kekemelik ile normal insanların gösterdikleri aksaklıklar arasında çok bariz bir fark vardır: kekemeler konuşurken kontrol kaybına uğruyor. Eğer bir kelimeyi söylemiyorlarsa bilmedikleri için değil, söyleyemedikleri için söylemiyorlar.
Konuşurken kontrol kaybına uğramak ise kekemelere özgü bir duygudur ve bu duygu korkuya yol açar.
Ağzım dilim dudaklarım hatta nefes bana ait iken ben niye yönetemiyorum hissi korku yaratır.

Normal konuşanlar ise konuşurken aksaklıklar gösterirlerse yorgunluktan / heyecandan / herhangi bir durumdan dolayı
  • kelimeyi bulamıyorlar
  • konsantre olamıyorlar
Ve ortada bir kontrol kaybı olmadığı için bazen bunun farkında bile değiller. Bazen onlara kendi konuşmalarını dinletmen gerekir ki bunu anlayıp düzeltsinler. Ama onlar bu işin bilincine vardıkları zaman kendini düzeltebilirler de.

Kekemelerde tam ters bir durum mevcut: kekemeliğin veya genel olarak konuşma zorluğunun farkına vardıkları ve bunu düzeltmek istedikleri anda takılmalar da artar ve kişi bir kısır döngüye girer.

Alıntı: 2) Kekemelik noktasında beynimizdeki nokta o kadar çok hassaski 1000 kelimeden 1'de takılsa hemen "Ben kekemeyim, herkes bana gülüyor, ben işe yaramazım" deyip yelkenleri suya indiriyor. Halbuki konuştuğu kişiye sorsan garibanın haberi bile yok.

Bu gruptaki geçmiş gönderilerden bazılarına okuyorum. Bazı arkadaşlarımız "Ben şu sunumu yaparken (örneğin) üç kelimede kekeledim diyor." Halbuki burada ne kadar hassas olduğunu görüyoruz. Sunum esnasında takıldığı kelimeleri sayıyor. (Hem sunum yapmak hemde kelimeleri saymak da ayrı başarı Smile Smile) Kekeledim diyor. Bana göre kekelememiş ve emin olunki sunum yaptığı kişilere göre de kekelememiş. Bırakta 5 kelime de takıl. Bunda bir rahatsızlık yok. Ama işte kekemeliğe o kadar duyarlıki o kişi kekelediğini zannediyor. Ve o 3 kelimenin çok fazla olduğunu zannediyor. Bu kadar duyarlı olmayın. O noktayı kırın.
Yukarıda belirttiğim gibi esas kekemeyi kekeme olmayan birinden ayıran en önemli etken KONTROL KAYBIdır.

Ve sürekli kontrol kaybına uğramak insandaki hassasiyeti tetikler. Kekemeler kontrol kaybına ve genel olarak konuşmalarını yönetememe durumuna karşı duyarlı olurlar ve dolayısıyla en ufak aksaklığı bile kafalarında büyütmeye başlarlar.

Böyle bir kabuğa hapsolmuş bir kekeme başkalarının konuşurken gösterdiği aksaklıkların farkında bile değil. Diğer insanların mükemmel, pürüzsüz, hatasız konuştuğunu düşünürler ama kendi en ufak takılmalarını büyük bir günah olarak görürler.

Benim de tavsiyem: başkalarının konuşmalarını olası aksaklıklara, teklemelere, tekrarlamalara göre inceleyin ve kendi 3-4 takılmanızı boşverin!
Fakat bunu yapmak için önce zihinde devrim yapmak lazım. Kekemeliğin ayıp veya günah olmadığını hele suç hiç olmadığını kabul ederek özgüven kazanmak lazım.

Almanya'da Bavyera Eyaleti'nin eski Başbakanı ve bir zamanlar Federal Başbakan adayı olan Edmund Stoiber'in konuşması o kadar berbattı ki gazeteler bile bazen 'Stoiber yine çok kekeledi' gibi yorumlarda bulunuyordu. Stoiber'in konuşma tarzı elbette ki birçok kekemeden daha kötüydü, onu dinlemek de yorucuydu. Ama adam kekeme değildi, sadece spontane konuşma kabiliyeti yoktu. Ama kekeme olmayan diğer insanlar gibi halinden memnun ve rahattı. Çünkü kontrol kaybına uğramıyordu.

Diğer noktalara tamamen katılıyorum.
Tanıdığım kekemeler arasında ağır kekeleyen ama evli olan, iyi meslek ve çocuk sahibi olan bir sürü örnek gösterebilirim.
Herşeyi kekemeliğin üzerine atmak işin kolayına kaçmak demektir.

Ama kekeme bir insan kendini sorguladığı ve geliştirdiği zaman belki hiçbir sorunu olmayan bir insandan daha duyarlı, daha empatili,  daha sempatik olabilir.

Başarılar dilerim